Alman ekonomisi düzelirken ırkçılık artıyor!
Prof. Dr. Faruk Şen, Alman ekonomisinin düzelirken ülkede ırkçılık eğiliminin artış gösterdiğine dikkat çekti ve şu ifadelere yer verdi:
Normal olarak Avrupa Birliği ülkelerinde aşırı sağ ve ırkçılık ekonomilerin krizli dönemlerinde ortaya çıkar ve artar. Son yıllarda bu değişmeye başladı.
Öncelikle Avusturya’da ırkçı parti ve aşırı sağ ekonomi düzelirken büyük ölçüde artış gösterdi. Aynı şeyi Almanya’da da görmeye başladık. Almanya’da 1992-1993 yıllarında ekonomik krizde Mölln ve Solingen’de 8 Türk kadını evleri kundaklanarak yakılırken, yine 2000’li yıllarda saldırılar artmış ve en son olarak 2008’de Ludwigshafen’da çıkarılan yangında 8 Türk hayatını kaybetmişti. 2008’deki ekonomik krizde her gün yangın haberleri alınırdı.
Daha sonra ılımlı bir politika izlemeye başlayan Angela Merkel sürecinde ırkçılığın azaldığı ortaya çıkmıştı. Almanya için alternatif partisinin %17 oy alması, eyalet seçimlerinde bu oranı arttırması Hıristiyan Demokrat Parti’de Angela Merkel’in başkanlığı bıraktıktan sonra partide yerine geçecek olan Friedrich Merz ve diğer adaylarında sert bir politika taraftarı olması ırkçılığı gene tavan yaptırdı. Bu konularda susan Alman basını suskunluğunu devam ediyor. Alman Vakıfları da bu konunun üstünü örtmek için büyük gayret sarf ediyorlar.
3.2 milyon Almanyalı Türk
Sayıları 3 milyon 200 bini aşan Almanyalı Türklerin arasında 800 bin bu ülkede çalışmış ve emekli olmuş insan var. Bunlar yaz aylarını Türkiye’de geçirirken kışın sağlıklarının kontrolleri veya çocuklarının yanında olmak için Almanya’ya gittiği bir süreçte. Son yapılan araştırmada geri dönme eğiliminin %65’lere çıktığı fakat Türkiye’deki ekonomik sorunlar nedeniyle bunu gerçekleştiremediklerini söyleyenlerinde %40 dolayında olduğu bir konum ile karşı karşıyayız. Özellikle gençler arasındaki işsizlik %35’lerde seyrederken fakirlik sınırında yaşayanların %44 olması Almanyalı Türkler için karamsar günleri beraberinde getiriyor. Alman Derin Devleti’nin baskıları ile Almanya’daki Türk basını da artık Türklerin haklarını koruyacak eylemler içine giremiyor. Almanya’da, Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin derin devleti tarafından ele geçirilmesinden sonra Türk sivil toplum kuruluşları da sessizliğe bürünmüş durumdalar. Bu açıdan Almanya nüfusunun %4’ünü oluşturan Türklerin karamsar bir tablo çizdiği ortaya çıkıyor. Bu gelişme Alman eyalet hükümetlerinin baskısı ile daha fazla artacak gibi görünüyor.
