Her Çocuk Bir Sanatçıdır

HER ÇOCUK BİR SANATÇIDIR
Dünyaca ünlü İspanyol Ressam Pablo Picasso şöyle der: “Her çocuk sanatçıdır, sorun büyüdüğümüzde nasıl sanatçı kalabileceğimizdir.” Bu söz çocukların özgünlüğüne, yaratıcılığına ve potansiyeline dair çok fazla haklılık barındırır; ancak bu potansiyelin yetişkinlikte sürdürülmesine dair Picasso’nun endişeleri ile birlikte.
Kaç ebeveyn çocuklarının yaratıcı, müthiş ve yeniliğe açık potansiyelinin farkındadır? Kaçı çocuklarının bu yönlerini geliştirmelerine imkan vermekte, kaçı bu özellikleri törpülemek için çaba göstermektedir? Sadece aileler değil, eğitim sistemi ne kadar izin verir çocukların birer sanatçı gibi varolmalarına, böyle büyümelerine? Bu sorduğumuz sorulara maalesef pozitif yanıtlar vermek mümkün değil. Hatta günümüzde çoğu zaman çocukları belli sorun alanları bağlamında görmeyi, ele almayı alışkanlık haline getirmiş durumdayız. “Benim çocuğumda dikkat eksikliği var” “Ali’nin dersleri kötü” “Zeynep arkadaşları ile oyun oynamak istemiyor” “Hande tırnaklarını yiyor, kekeliyor, geceleri altına kaçırıyor..” örnekleri çoğaltmak mümkün; ancak genellikle bir problem ile etiketleniyor çocuklar. Çocukların bu kadar sorun yaşadığı bir dönemde ebeveynler ne durumda? Psikiyatrik tanılar, psikolojik sorunlar onları etkilemiyor mu? Desteğe ihtiyacı olan yalnızca çocuklar mı? Aslında tavuk –yumurta ilişkisi çıkıyor burada karşımıza, çoğu zaman ailede bir sorun olduğunda çocukta bir belirti olarak karşımıza çıkıyor bu sorun. Örneğin evde çok kaygılı bir anne, çok öfkeli bir baba varsa çocukta endişe, özgüven eksikliği, içe kapanıklık olarak çıkabiliyor çözülemeyen bu sorunlar. Öncelikle anne babaların yaşadığı pek çok sorun var, çocukları doğrudan etkileyen ve bütün yaşamları boyunca kalıcı hasara neden olabilen. Tabi sadece anne babanın yaşadığı sorunlar değil çocukları etkileyen, organik temelli hastalıklar, çevresel sosyal faktörlerden kaynaklı sorunlar, okul ortamı ile ilgili sorunlar da yaşayabilir çocuk. Temel alacağımız yaklaşım yine benzer olacaktır, çocuğu dahil olduğu, içinde olup etkilendiği sistemler ile birlikte ele almak gerekir. Çocuğu sorunun kaynağı ve suçlusu olarak gören bir anlayış yerine, çoğu zaman varolan sorunların negatif etkilerine maruz kaldıklarını aklımızdan çıkarmamalıyız. Her zaman öncelikle çocuğu dinlemeye, ne yaşadığını anlamaya hissetmeye çalışmalıyız. Bu kadar kaotik bir dünyada cesurca varolan gerçek sanatçılardan öğrenmenin, onlarla birlikte büyümenin tadını çıkararak.
Psikolog Tuğba ÖZTÜRK
OTA & JİNEMED HASTANESİ | 444 38 02